eteğimde kırmızı çiçeklerle

Kamu Spotu: Dağınık düşünceler bulutunun üzerinde gezindiği bu yazıda her şey düşündükçe birbiriyle anlam bütünlüğü oluşturuyor!

 Sevginin ansallığı vuruyor kanımca bizi. İsmini kutsadık diye bitmez sanıyoruz sevgileri. Halbuki kabullensek duyguların da tükenebildiğini ve an'a özel olduğunu çok daha tadını çıkarabilirdik bu gezegenin. Telaş bizi kör ediyor. Ben her zaman bir melodide ya da gözlerimi dolduran bir kokuda bulacağım sevgilerimi, kendime söz. Hepsini kabul edeceğim duyguların. Sevgiye benziyor diye sevgi sanmayacağım, sanarsam da kızmayacağım kendim dahil kimseye.

 Eğer müzik olmasaydı bu bloğa yazı çıkmayacaktı sanırım. :) Ama çok güzeller ve bence kimsenin hissetmediği bambaşka şeyler hissediyorum dinlerken. Belki verdiğim anlamlardan olduğunu düşüneceksiniz fakat ben bunun büyülü olduğunu savunacağım. Müzikte de derin bir sevgi saklı. Mesela şu an Mavi Gri'den Dünyanın En Güzel Kızı'nı dinliyorum tekrar tekrar. Her bir nota dev bir sinemadaymışım gibi görüntüler sergiliyor bana hislerime dair. Bazen gelen tınılar burnuma kokular doldurabiliyor. İşin güzel yanı hiçbiri mübalağa değil bunların, gerçek hislerim. :)

 Eğer ölmeden önce müziğe dair bu hayata bir şeyler bırakamazsam işte o zaman tadını çıkaramamış olurum sevgilerimin. Bu hisleri bağır çağır ifade etmedikten sonra hiçbir anlamları yok. Yani demek istediğim bu hayat yalnızlık için çok yanlış bir yer. Madem yok olacağız, hislerin tek görevi paylaşılabilmektir o zaman. Göz yaşları yalnızken evet güzel, kabul ediyorum. Ama hiç birilerine sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamazsak yaşamış sayılmayız. Ben şu an bu şarkıyı dinleyip de hissettiklerimi içime atarsam yaşamamamla birdir bu.  

Yanlışlıkla açık ettik bloğun misyonunu da. :) Her neyse, bu yazı içimde kalan tüm duygulara, yarım kalmış hislerime ve göz yaşlarımaydı. Maalesef ki yalnızlığımaydı. İyi ki yalnızlığımaydı. 

Ya da geri dönme, düşünme

Aşkından ölürken

Bile bile kandık dünyaya

bu kadar kötüyken


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

alıp da veremediğim nefesler

kendime doğum günü hediyesi: 17

enseden şakağa