alıp da veremediğim nefesler

İnsanın anılarından değerli neyi vardır ki? Dün bir dizide çok sevdiğim bir şarkı çaldı ve beni yakın tarihime; anılarıma götürdü. Yaşarken kıymetini mi bilemedim yoksa o kadar güzeldi ki düşünmeye bile vaktim mi olmadı bilmiyorum. Keşke daha fazla vakit geçirebilseydim orda diyorum, keşke daha birçok anım olsaydı. Ama acaba o zaman da kıymeti mi olmazdı? Her şey gerçekten tadında mı güzel acaba? Furkan ve Ali ile bulaşık yıkarken, masaları silerken, kat kontrolleri yaparken, depoda sufle pişirirken... Hep bu şarkı çalıyor, ah! Ne anılar ne anılar var... Başlarda sakin geçen akşamlar sonradan nasıl da kalabalıklaştı. Nasıl da bir içeri bir bahçeye koşuşturuyorduk elimizde tepsilerle. Ne kadar yorulduk, belimiz ağrırdı bulaşık yıkamaktan. Şikayet de etsek de o kadar mutluyduk ki. Neredeyse hiçbir kaygımız yoktu. Elbet o zamanlarda sorsanız neler neler sayardık problem olarak. Ama şimdi bakıyorum da hiçbirinin önemi yokmuş ki. Kendimizi avutacağımız, meşgul olacağımız bir ort...